Bunlardan biri Cebeci köyünde kalıntıları kalan tarihi kilse ile Gazi Mahallesinde 2020 yılında faaliyet gösteren faal haldeki kilise.
Önce tarihi kilise
Sultangazi Cebeci köyü, ilçenin antik sahası olarak her zaman definecilerin ilgisini çekmiştir. Mağlova Kemerleri, Alibey barajı çevresi ve kent ormanı civarı antik tarihten bu yana pek çok eserin zaman zaman ortaya çıktığı alanlardandır. Sultangazi ve çevresi bir zamanlar İstanbul merkezde, Boğaz kenarında, adalarda ve Kadıköy ilçesinde yaşayan Rumların yayla evleri ve pazar günü mesire alanıdır, Yaylaya çıkan Rumların ibadetlerini yapmaları için de bu civarda bir pazar ayinleri yapılan kiliseleri vardı. Bir rivayete göre de kilisede bulunan fırınlardan Mustafa Kemal Atatürk'ün ordusuyla buradan geçerken yemek molası verdiklerinde burada üretilen ekmeklerden ikram edildiği söylenir.
Bugün Cebeci ve civarında yaşayan Trakyalıların çoğunun dedeleri mübadele döneminde buraya yerleştirilmiş, buradaki Rumlar da Yunanistan'a dönmüşlerdi.
Bugün Cebeci ve civarında yaşayan Trakyalıların çoğunun dedeleri mübadele döneminde buraya yerleştirilmiş, buradaki Rumlar da Yunanistan'a dönmüşlerdi.
Müslüman Türklerin yerleşmesi ile birlikte kilise uzun yıllar kaderine terk edilmiş ve tabii ki define avcılarının talanı ile bugün duvar kalıntıları kalmıştır. Zaman zaman yine definecilerin bu civarlarda kazı yaptıkları haberlere yansımaktadır.
Çevre sakinlerinin iddiasına göre; defineciler tarafından talan edilen arazide daha önce bir lahit mezar da keşfedildi. Bu mezar defineciler tarafından parçalanıp bölünerek haç sembolü taşıyan mermer kalıntıları çalındı. Köyde bulunan mağara ve çevresindeki yapılarda uyuşturucu bağımlılarının madde kullanırken defineciler de eşyalarını dahi alanda bırakıyor. Köy sakinleri eski bir mezarlık da bulunduğu düşünülen arazinin temizlenmesini, arkeolojik çalışmalar yapılarak yer altında kalan eski yapıların gün yüzüne çıkarılmasına dair çalışmalar yapılmasını talep ediyor. Çevrede, kemiğe benzer kalıntıların da bulunduğu görülüyor.
Çevre sakinlerinin iddiasına göre; defineciler tarafından talan edilen arazide daha önce bir lahit mezar da keşfedildi. Bu mezar defineciler tarafından parçalanıp bölünerek haç sembolü taşıyan mermer kalıntıları çalındı. Köyde bulunan mağara ve çevresindeki yapılarda uyuşturucu bağımlılarının madde kullanırken defineciler de eşyalarını dahi alanda bırakıyor. Köy sakinleri eski bir mezarlık da bulunduğu düşünülen arazinin temizlenmesini, arkeolojik çalışmalar yapılarak yer altında kalan eski yapıların gün yüzüne çıkarılmasına dair çalışmalar yapılmasını talep ediyor. Çevrede, kemiğe benzer kalıntıların da bulunduğu görülüyor.
Diğer kiliseye gelince.
Aslında yapı olarak kilise denilmese de Cankurtaran Kiliseleri Vakfı adında bir kuruluşun İstanbul'un bir çok yerinde kilise adı altında yerler açtığı bilinmektedir. Bir Protestan Hristiyan olan bir grup tarafından Üsküdar Bağlarbaşı semtinde, Tekirdağ Çorlu ilçesinde ve üçüncü olarak Sultangazi Gazi mahallesinde Ocak 2020’de kilise açılmıştır. Kilisede Hakan Taştan papazlık görevini yürütmektedir. Amaçları Hristiyanlığın propagandasını yapmak olan vakıf misyonerlik görevlerini aktif olarak gençleri hedeflerine alarak sürdürmektedir.
 |
| Resimler googledan alınmıştır |
Sosyal Medyadayız